^^ ИÍLGŰИ МAЯMAЯA ^^

02 Ağustos 2008

MAVi KELEBEK - TANGO




"Mavi kanatlarınla Yalnız benim olsaydın"

Mavi Kelebek

Güfte ve Beste: İbrahim Özgür


Bana gönül zevkini
Sevdasıyla içiren
O ümitsiz yılları
Göz yaşıyla geçiren
Ey ilahi sevgili
Doymam aşkın tadına
Mavi kelebek derim
Sevdamızın adına
Bütün günah benim mi?
Niçin ben çekiyorum
İnan sevgili inan
Severek çekiyorum
Olmazdı emellerimin
Katili kahpe felek
Bırakmasaydın beni
Çapkın yüzlü kelebek
Andına bağlansaydın
Aşkımı anlasaydın
Mavi kanatlarınla
Yalnız benim olsaydın
Dağıldı tatlı kokun
Bir gece rüzgarında
Okşadım kanamadım
Seni öksüz bağrımda
Temmuzun onsekizi
Ağlatsın ikimizi
Boğazın sularına
Düşsün mehtabın izi
Andına bağlansaydın
Aşkımı anlasaydın
Mavi kanatlarınla
Yalnız benim olsaydın.


_



CITY OF ANGELS



_

30 Temmuz 2008

BARIŞ MANÇO - 4 KAPI


Tuz ekmek hakkı bilerek
Sofra kurmasan da olur
Ilık bir tas çorba yeter
Rızkım buymuş der içerim

Kadir kıymet anlayana
Sandık açmasan da olur
Kırk yamalı hırka yeter
İdris biçmiş der giyerim

Bir çorbayla karnım doydu
Hırka bana yorgan oldu
Birde kalem tutmayı öğret
Kırk yıl sana hizmet ederim
Bana bir harf öğret yeter
Kırk yıl sana hizmet ederim

Barışım uzaktan geldim
Dört kapı önünde durdum
Dört kapıdan geçemezsem
Geldiğim gibi giderim



_

27 Temmuz 2008

ECE AYHAN


“Sonra korkunç gülümsemeler bitti
Sonra hiç kimseyi göremedim
herkes beni arıyordu
bir ölü Macar cambaz buldu
beni buldu beni
sam yeli esiyordu denizden.”


.
.
.

BAKIŞSIZ BİR KEDİ KARA

Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze.

Ece AYHAN

22 Temmuz 2008

AŞK ÇOK UZAK

Link: sevenload.com



Feridun Düzağaç - Aşk Çok Uzak

Ne kadar yol gitsem de

Uzak hep uzak

Uzar gider bu hikaye

Enseme vur tak al lokmamı

Bir gülüver bak kalbim senin

Kullan… kullan… sonra bırak

Yok ne sahibim ol ne de benim

Aşk çok uzak

Aşk çok uzak

Ah ah çok uzak

O kadar dolmuşum ki

Şu boşluğun içinde

Bir eskici dükkanı var

Gözlerimin içinde


Söz&müzik:Feridun Düzağaç

Feridun Düzağaç - Bir devam filmi siyahbeyaz turkce dublaj

02 Haziran 2008

BEN EYLÜL SEN HAZİRAN

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar

Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım

Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde

Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık

Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

05 Mayıs 2008

Hıdırellez/ Ederlezi



"times of the gypsies"/Emir Kusturica
muzik: Goran Bregovic


ederlezi / hıdırellez

' boşnak kızlarına geç
kalmış bir özür '

ah ederlezi, niye geldin bu sene
bilmez misin, buradaki kızlar yetim
şurada yatan babalarımızdı, kefensiz
yaslar bağladı sarı saçlarımız
babasızdı mavi gözlerimiz
ve goran, haykır yine bosna dağlarına
ederlezi kızlarım, ederlezi
...

ederlezi goran,ederlezi
kızların ağıtlar düzerken bosna yaylalarında,
acıya bulanmıştı şenlikleri,
ederlezi yine gelmişti her sene geldiği gibi,
ne bilsin burada yetim kızlar var
bu sene ederlezi babasız kalmıştı
yetim kızların yürekleriydi gelen.

...


Hıdrellez Bahar oldu aman Al kese astım gül dalına Adadım yarin adına İki göz oda/ .../ Bir bana uğramadı Bu bahar bayram Ağlama hıdrellez Ağlama be bana Acı ektim yerine Aşk yeşerecek Başka bahara/.../ Ne yolu var ne izi Tanıdık değil yüzü Dileğim Allah’tan Aşk sözün özü /.../Ey benim şans yıldızım Gülümse bana SezenAksu

30 Nisan 2008

UZAKTA / YANSIMALAR

u z a k t a ...
"...yalnızca içteki yakındır başka herşey uzak..."


25 Nisan 2008

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ : ____________________ AŞKIN DANSI




seslendiren:Yılmaz Erdogan


Etme..!
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle ziyan ediyorsun etme

Ey makamı var ile yokun üstunde olan
Sen varlık sahasını terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker sekeri zehr ediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ


Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı
Yapım :2008
Tür :Belgesel / Dram
Yönetmen :Kürşat Kızbaz
Senaryo :Kürşat Kızbaz
Oyuncular :Müşfik Kenter, Turan Özdemir, Selçuk Yöntem, Özcan Deniz, Burak Sergen, Sinan Tuzcu
Seslendirme : Yılmaz Erdoğan, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Cüneyt Türel, Mehmet Atay ve Meltem Cumbul
Süre : 80 dakika
Müzik :Sezen Aksu, Ömer Faruk Tekbilek
Dağıtım :Best Line Pictures
Gösterim Tarihi :25 Nisan 2008


http://www.rumithedanceoflove.com





_

23 Nisan 2008

INGEBORG BACHMANN


“ TEK KELİME SÖYLEMEYİN, SİZ KELİMELER ! ”






Siz Kelimeler

Siz kelimeler,
Kalkın izleyin beni!..
Biz ileri giderken
Çok gitmiş olsak bile
Daha vardır gidilecek yer
Çünkü yol varmaz bir sona.

Aydınlanmaz.

Kelime,
Nasılsa yalnız

başka kelimeleri çağıracaktır.
Cümle de cümleyi.
Böylece dünya,
Kesin bir tutumla zorlar,
İster ki artık söylenmiş olsun.
Söylemeyin...

Kelimeler, beni izleyin
İzleyin ki, son bulmasın
Ne bu kelime tutkusu
Ne de çelişkilerin yanıtları!..

Şimdi bir süre
Konuşturmayın hiçbir duyguyu
Bırakın kalbin adalesi
Biraz farklı çalışsın

Bırakın diyorum, bırakın...

En yüce kulaklara bile diyorum
Bir şey fısıldanmasın
Ölüm için bulma söyleyecek bir şey
Bırak ve izle beni
Ne tatlı ama ne de acı
Avutmasız
Ama umarsız da olmayan
Ne belirleyici
Ne de belirtilerden yoksun...

Yalnızca şu olmasın :
Toz, toprak içinde imgeler, hece döküntüleri
Tek kelime söylemeler...

Tek kelime söylemeyin,
Siz kelimeler!...

çev:Ahmet Cemal

_


Ingeborg Bachmann
June25,1926 Klagenfurt,Austria - Oct.17,1973 Rome,Italy






_

21 Nisan 2008


"Ortasına bırakıldığım bir ülke…eylül ülkesi..." L.M.

7.

gece 4'te dinledigimiz şeyler
___ yağmur ve martıydı.
yağmur ve martıyı dinliyorduk
kedimin dilinden anladıgım gibi
onları da anladım
ikisi de bilmedigimiz bir dilden
__________ konuşuyordu
ama bize anlattılar
___ anlamamız gerekeni sadece
YAKIN BİR HUZURU YA DA U Z A K

biz de onlar gibi uyuyabiliriz artık


2006
ultra-zone'da ultrason / s.239
LALE MüLDüR


_


Bir yağmur… atların birden çöküp yan yattığı…Bir yağmur…garlardan…cılız gar çiçeklerinden / Sonuna dek el sallayanlardan…
her şey bittikten / Sonra dönüp gene bakanlardan…onlardan işte en /
Çok onlardan bir yağmur…bırakılmış cam / Ayakkabılardan…bırakılmış
ülkelerden / Bırakılmış insanlardan bir yağmur…
Ortasına bırakıldığım bir ülke…eylül ülkesi / Mistikler gibi geçilen belirsiz geceler / Bir alg rüzgârı… denizaltı karanlığında / Işık ve siyah…deniz ağaçlarında güzel bir mai / Aramak…okyanusların siyah güneşi / Bir yosun müziği…mani…melankoli…

1986

u z a k fırtına
LALE MüLDüR


_

20 Nisan 2008

LA CHUTE DE L'ANGE

"melegin düşüşü"



erken vazgecislerim vardi benim
seninse erken tukenislerin
ve gece uygun degildi beklemeye...
yine de bekledim..
avucumda unutulmus binlerce golge
yeraltinda oldurulmeyi bekledim...
gun isigi vururken gozume
olmeyecektim..
katilim coktu ,
katlim yok..

N.M
_

18 Nisan 2008

Nilgün Marmara / Metinler

...SONRA
...
Sonra buradan giderdim bir hiç icin, nasil hiç nedensiz dökülüp de yllara vardımsa şu doğa kucagina ve birden buralı dogumlu, buralı yaşamışlı nasil duyabildiysem ben-imi, öyle kolayca bir başka belde de kabullenebilir beni ve hep bulurum yeni güneşler yeni dağlar yeni denizler yeni sevi titresimleri, hiç yardimsiz. Düsünecegim bu buluntularin ne kadar sonsuz olacagindan başka hiçbirsey ve yaşamın tüm kolayligi icindeki erişilmez gizem ve güçlük... Bir kelebegin insanlara cok doğal görunmesine karsın, doganin onu o denli uyumlu yaratabilmek icin belki de düşlenemeyecek nicelikte zorlukları gögüslemişligi... ... [syf.5]

...

hep yürüyen biri olmak istenmez, yürümek sürekli izlenimdir, duraklamak ve düşünceyi beklemektir yolun Varlik kanıtı. Dural bir yol isterim, öyle bir yer ki hem yürüyüş duyumunu yaşatacak hem de duruk. Orada, motorları geçen işleyişi ile beynimin, yalanlar, gerçekler, düşsellik, geçmiş, olacaklar, tum olasılıklar, göksellik, yersellik, erlik, dişilik, hünsalık, görülenler, görülmeyenler, yaşadıklarını sananlar, hiç yaşamayacaklarını sezenler, göreceli tutuncalar bularak onlara sarılıp ana memelerini bırakmak istemeyenler örnegi yaşamlarını sürdürmekte bekinenler, ışıklı hayatlar, karanlıkta gizlenenler, seçmeler, vazgeçmeler, değişimler, tanrılar, tanrısızlar, yakaranlar, ilençleyenler, yeni canlar yaratmak için çırpınanlar, yaratıktan sonra pişmanlıkla yananlar,,,...,,,yüce sevgiyi düşleyenler, sevgi sözcügünü silenler, yine yazanlar, yazgı diye ölümü bekleyenler,..., elleri ve gözleri göğe çevrili o en büyüğün ellerini tutacagini ve göz kapaklarini oksayacagini umanlar- üzerine, üzerinde sonsuz düşün gidiş gelişleriyle kıvranabilirim. [ syf.6]


Kasim 79,
İstanbul
_

14 Nisan 2008

^^

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

NİL' E ve GÜN'E UZANAN YOLCULUK DENEMELERİ - II


"Herkes aslında cehennemden çıkmak için yazmıstır..."Antonin Artaud



" Yaslı Yüregimin utanç itirafı: "SİZİ SEVMEKTE ÖLÜYORUM." N.M.
"Anımsamadigim tüm sözcükler anımsayabildigim tek bir sözcüktü: Yara! "

Seslenmek ...
Bir dosta sesleniş ...
İnsanın kendi sesine karşılık başka bir ses arayışı, kendi sesinin yankısını bile bulamazken, bir başka sese duyulan özlem...
Seslenişler bir buruklugu ve cogu zaman öte bir anlamı içerir. Bu anlamin içerisinde, cogunlukla hüzün ve seslenilenden uzakta olma durumunun, yani ayriligin acısı vardir, en trajik olani da, bir aradayken uzakta olanlarin durumudur.Zamana ve mekana ilişkin ayriliklar olmasa da tenler, canlar yanyana olsada yureklerin uzakligi trajik olani belirler. Yurek yurege olamamak; tanimsiz, tarifsiz ve belirsiz bir olgudur. Kaostur. Karmaşadir. İste tam bu noktada zamana ve mekana iliskin kavramlarin siliklestigi, etkisizlestigi görülebilir. Araya , bilinen birimlerle ölçülmeyen yeni uzakliklar girer. Bir odanin içersinde yüzlerce, binlerce kilometre u z a ktasinizdir o insandan. "O , bir başkasidir. " Ya da "Ben bir başkasıdır" Yaklaşsaniz, elini tutsaniz dokunsanız olmaz. Çünkü yürekler uzaktadir. En U z a k mesafedir, iki yurek arasındaki uzaklik, ayrilik, aykirilik. Boyle oldugu halde yaşanan yaşanildigi sanilan nedir?. Bir "hiç"; çogu zaman kocaman bir yanılgı. Olumlulugu, bir sonraki yanılsamada aranan, mutlak tekrarlanacak, tekrarlanmasi amaçlanacak bir yanılsama :

A ş k ... Ne tılsımlı bir sözcük/kavram..!

...

"Yerleşik yabancılıgın acısı" N.M.

Gitmek.... Yolculuklara çıkmak ve aramak. Nereye ve nasıl olursa olsun: Gitmek ...
Yani 'ben'in yolculuğunu sürdürmek her koşulda. Her yolculuğun bir an kendine döneceği ve kapanacağını bilmenin acısıyla: Gitmek... Ve yitmek... Başlangıcı ve sonu olmayan yalnızlığın kaçınılmazlığında.

"..........
İlk dizesi olmayan bu şiir
öncesiz bir dala benzeyecektir
Nasıl ki başlangıcı yoksa yolculukların
Sonu da yoksa
Agacsız bir dal gibiyse her yolculuk"
(1)


SERDAR AYDİN
Nilgün Marmara Metinleri ve Fragmanlar
syf.33 , syf 40

(1) Edip CAnsever Sairin Seyir Defteri s. 143
_

13 Nisan 2008

Dünyanın en güzel şiiri


Ünlü İskoçyalı şair Edwin Morgan'ın
Bir Macar Yılanının Siestası başlıklı şiiri.

Şiirin tamamı
:

‘‘ s sz sz SZ sz SZ sz ZS zs Zs zs zs z. ’’


kynk:DOgan Hizlan -24 Şubat 2004 Hürriyet
Independent (20 February, 2004) gazetesindeki bir şiir haberi

_

12 Nisan 2008

"... Çocuklugun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte!.." N.M.

Bundan ötesi yinelemedir.
"Hepimiz Mezariyiz kendimizin.."
Serdar Sözdinler

" Bir esrik. Söz'e ve Şiir'e inaniyor. Gökyüzüne ve bulutlara inat, dilin sonsuzlugunda bulunacagini umdugu bir düşülkenin arayicisi.Aci ve öfke ile ciftlesilen her sözcügün, üreyen her şiirin, ben'İn tükenişinin imleri oldugunu biliyor. Birgün güneşe ulaşacagini ya da son şiirni yazdiktan sonra hayatin ve hiç'ligin rahminde sayrı bir cenine dönüşecegini düşünüyor ... "

Serdar Aydın
(Nİlgün Marmara metinleri ve fragmanlar)


"...butun yalnizliklarin ilenci / korusun çoğulluklarınızı / cinnet koyun erdemin adını / maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çogaltın / hepiniz mezarısınız kendinizin..."
N.M
.

ELVEDA SEVGİLİM / JEAN'S WAY


" I'd rather live a little less and go out on my own terms "

Elveda Sevgilim / Jean's way : A Love Story
Derek Humphry

Mart 2008 - Kırmızı Kedi
Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş
155 syf.

[70'lerde yayimlandiginda 'ölme hakkı' konusunda once İngiltere'de , sonra dünyada en önemli kitaplardan biri sayıldı. Humphry, ölümcül bir hastaliga yakalanan çok sevdigi karısı Jean'in ölümüne 'yardım etmesi'ni anlatiyor.]
Sevdiğiniz insanı öldürebilir misiniz?

Bugün bir klasik sayılan Elveda Sevgilim,

büyük ve trajik bir aşkın gerçek hikayesidir.
Kitap yayımlandığı yıl Observer tarafından
"Birey hakları ve aşk üzerine büyüleyici bir hikâye" diye
nitelendirilmişti.
Elveda Sevgilim, kendilerine, aşkın insana neler yaptırabileceği sorusunu sormak zorunda kalan Jean ve Derek Humphry'nin 'hayati' seçimlerini ele alıyor.

Sevdiğiniz insanı öldürebilir misiniz?

Yanıtı merak ediyorsanız...

Odasına döndüğümde, içinde ilaç olan fincanı ona uzattım.
"Bu mu?"diye sordu.

İçinde ölümcül dozda ilaç olduğunu biliyordu. Vedalaşırken
birbirimize son kez sarıldık.
Kahvesini içti ve uyuyakalmadan önce son bir zorlamayla fincanı başucundaki masanın üzerine bıraktı.
Son sözleri "Elveda sevgilim" oldu.


(Tanitim)
_

" I'd rather live a little less and go out on my own terms "

This book was first published in l978

_

07 Nisan 2008

Yaşar Kurt RUHUM



Yaşar Kurt ALIŞAMADIM

06 Nisan 2008

OYUNLAR İNTİHARLAR ŞARKILAR

"el falı avuç içinin yazgısı/ kader çizgisi, ölüm deja vu/

ayrılışlar, ayrılışlar, yaşanmamışlıklar/

yalnızca bir kadehi içilmiş yetmişlik/ i n t i h a r ''


Woolf !
yani bir kadın
yani bir insan
çeyizlerini emanet ettiğin duyarlıklar
dilerim ki ırmaksız yaşar
yeryüzünü kanatmadan (s. 43).

'Bir Kadın ve Bir Irmak İçin Şiirler'


PAVESE'nin GÜNLÜKLERİ
I.
bir ölüm yalınlığı durulturken
piomente imgelerini
her suskunluk
bir iç kanamasıdır ilişkilerde
her duygu bir sürgüne dönüşür
bir kadın kimliğinde
aşk yeniden çoğaltır yenilgilerini
pavese, yani o bilenmiş uçurum duygusu
bulur son hüviyetini sıkılgan katilinde.

II.
aşkın ve cinayetin, buzul kimsesizliğinin
sessizliklerle yaşanan zıpkın gerginliği
ve kalemin öteki yüzü, tutkunun siyah şiirleri
bir hiçliğin düşmanca felsefesinde
ya da Pavese'den sonra yaşanan
Pavese günlüklerinde.
...
ölüm kendini ararken
ve görüntülerken kendini her gün
bir şiirin apansız tetiğinde.

III.
çoğul bir siyahtır artık
kalemin değdiği her kör nokta
her çizgi daha çizilirken kendine
uçurumlar kazan
bir intihardır şiir adında.

IV.
bir ölüm denemecisi
yazar, unutulmuş kentleri, batık denizleri, sevgilileri
delilik gözleri gibi
sözcüklerden yontulmuş bir sessizlik ve
sonsuz bir yalnızlık gibidir yazmak eylemi.

V.
bir anı (zehir tadında),
bir görüntü (kimsenin görmediği
gizlenmiş, duyarlığa),
bir sözcüğün yer değiştirmesi
(belli belirsiz paslanarak),
ve sonra apansız bir akşam gezintisi
yeni bir düşünce verebilir insana
birkaç zamanlık yaşama inadı
biraz tebessüm
-kırık dökük de olsa-
"yeni bir hayat" kurmacalarına
dokunma isteğinin yonttuğu tutunma çabalarına
...
sonra çözülür zıpkın
kendini bırakır
gölgesini düşüren takıntılarına.

VI.
sözcükler, ah sözcükler kimsesizliğim benim
nefret, bütün duyarlıklar adına tek mülkiyetim
...
nerden gelsem ben
nereye gitsem pavese
...
içimde hep bir konuk duyarlığı
ben hep bir konuk gezdiririm
yakamda bir çiçek kabarıklığı
...
nereden gelsem ben
nereye gitsem pavese
...
kimsenin ağırlamadığı.

VII.
yinelenmekten eprimiş nesneler
Piomente'de yine şiddet ikindileri
tedirgin sayfaların dizgini şiir
huzursuz bir tay gibi silkeler dizeleri
silkeler gururun ve şehvetin yurtsaydığı
izlenimci Piomente harabeleri
sevdaydı, şiirdi, öfkeydi, aşktı
bunların hepsi usul usul intihar evrimleri.

VIII.
günden güne eksiliyor tekil kalabalığım
artık sabahı da kaplıyor acı.
tiksiniyorum bütün bunlardan
Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.
Murathan Mungan OYUNLAR İNTİHARLAR ŞARKILAR


 
Image Hosted by ImageShack.us