published 1998
new ed.2001
kitabin Ted Hughes imzali onsozunde, guncenin tum gunluklerin ucte birini olusturdugunu yaziyor. "59 yilinin sonundan, ölümünden üc gun onceye kadar kayitlar iceren iki defter daha vardi. Sonuncusunu ben imha ettim cunku cocuklarinin okumasini istemedim(o gunlerde unutmanin, yasamaya devam edebilmek icin gerekli oldugunu dusunuyordum). Ötekisi kayboldu."
Kasım 1998
Odasında Bir Başına...
Bir insanın güncelerini okumaya değer kılacak en önemli özellik, onun içinin derinliğidir. Dümdüz yaşamış, hayatla ve kendisiyle hiçbir alıp veremediği olmamış, yoğun duyguların kıyısından geçmemiş insanların, diğerlerine söyleyebilecekleri farklı, alışılmışın dışında sözleri olabilir mi? Tam da bu nedenle işte, Sylvia Plath'ın Günceler'i, zorlu bir okuma serüveni.
Sylvia Plath 1932'de başlayan ve 1963'de sona eren kısacık bir yaşam. Yaşamının belli dönemlerini zaten Günceler'inde okuyacaksınız, Günceler'de bulunmayan önemli noktaları ise, Plath hakkında daha tamamlayıcı bilgiler verebilmek amacıyla kısaca özetlemek yararlı olabilir.
Başarılı ve zeki bir öğrencidir. Smith Koleji'nde burslu okur, okulun onur öğrencisidir, sonra Fulbright bursuyla Cambridge Üniversitesi'ne, İngiltere'ye gider. Smith Koleji'nde üçüncü sınıfı bitirdikten sonra, 1953 yılında, ciddi bir intihar girişiminde bulunur. Onu ancak iki gün sonra bulabilirler ve özel bir klinikte tedavi altına alınır. Tedavi, bir yıllık uzun bir terapi dönemini ve elektroşokları da içerir. Bu klinikteki psikiyatrı ile güvene dayalı bir ilişki kurabilen Plath, terapiye olumlu cevap vererek, bir yıllık aradan sonra okuluna ve başarılarına geri döner. Bu dönemini The Bell Jar (Sırça Fanus) kitabında anlatacaktır. Ted Hughes ile 1956'da evlenirler. 1960'da kızı Freida, 1962 başında oğlu Nicholas doğar, ama bu arada Ted ile evlilikleri bozulmaya başlar. Ted, Ağustos'ta onu terkederek Londra'ya gider. Bundan sonra her açıdan çok sıkıntılı günler geçirmesine karşın, neredeyse günde birkaç şiir yazdığı olağanüstü verimli bir dönem yaşar. Ancak, 11 Şubat 1963'de, çocuklarının önüne süt ve ekmek bırakıp, başını gaz ocağının içine sokarak yaşamına son noktayı yine kendisi koymayı seçecektir. Bu son dönemde yazdığı şiirler, Ariel adı altında, ancak ölümünden sonra yayınlansa da, o, yazdıklarının olağanüstü olduğunun farkında olarak annesine şöyle yazacaktır, 16 Ekim 1962'de: "Ben dâhi bir yazarım; içimde var bu. Yaşamımın en güzel şiirlerini yazıyorum, adımı onlar belirleyecek." Gerçekten de öyle olacak ve Plath, son yarım yüzyıllık Amerikan edebiyatına Ariel ile damgasını vuracaktır. 1982'de yayımlanan The Collected Poems ile Pulitzer Ödülü'nü alması da Plath'in yazın alanındaki gücünü gösteren önemli bir değerlendirmedir.
Günceler, Plath'ın Smith Koleji'ne başlamasından kısa bir süre önce başlıyor ve 1959 yılında kesiliyor. Aslında ölümünden üç gün öncesine kadar devam eden iki defter daha olmasına rağmen, 1962 sonbaharında ayrıldığı eşi, İngiliz şair Ted Hughes tarafından son defter imha edilmiştir; "çünkü çocuklarının okumasını istemedim (o günlerde unutmanın, yaşamaya devam edebilmek için gerekli olduğunu düşünüyordum)" diyor Hughes, kitaba yazdığı Önsöz'de. Bu davranışı, Sylvia Plath'i umarsız sona hazırlayan çöküntüdeki izlerini silmek istemesi olarak yorumlayanların da olduğunu belirtmeden geçmemekte yarar var. Hughes, ikinci defterinse kaybolduğunu söylüyor. Bu nedenle, 1959 yılından sonraki bölümde, apandisit ameliyatı sırasında hastanede tuttuğu notlarla, 1962 yılında Devon'daki komşularının karakterlerine ilişkin betimlemeler yer alıyor yalnızca.
Günceler'in, diğer bir deyişle kolej yıllarının başlarında, Plath'ın yoğun olarak kadınlık/erkeklik, evlilikte kadının rolü, annelik rolü ve yazarlığın bu roller içinde nasıl hayata geçirileceği konularında düşündüğünü görüyoruz: "Normal, görenekçi yaşamdan ayrılmış sanat, yaşamla birleşmiş sanat kadar yaşamsal mı, diye düşünüyorum: tek sözcükle, evlilik benim yaratıcı enerjimi sömürür, doyurulmamış duygu derinliğini artıran yazısal ve resimsel anlatıma duyduğum isteği yok eder mi? Yoksa [evlenecek olursam] çocukların yaratılışında olduğunca, sanatta da daha tam bir anlatımı gerçekleştirebilir miyim? İkisini de iyi yapabilecek güçte miyim?" Yazma eylemine taparcasına bağlı olması, bir anlamda onu sosyal hayattan koparmaktadır. Bu nedenle sürekli ikilemler yaşar, yaşamdan beklentilerine dair. Yüzeysel ilişkiler ona yetmez, ama "olabildiğince açık ve derinden konuşabileceği" insanları da kolay kolay bulamaz. Bu duygular onu yalnızlığa ve çöküntüye götüren duygulardır. "... ne denli coşkulu olursanız olun, karakterin yazgı olduğundan ne denli emin olursanız olun, elektrik lambasının yapmacık keyifli parıltısının içine dolan saatin yüksek sesli tik taklarıyla, odanızda bir başınıza kaldığınızda, hiçbir şey gerçek değildir, ister geçmiş olsun, ister gelecek. Ne geçmişiniz, ne de geleceğiniz varsa, ki önünde sonunda şimdiki zaman bunlardan oluşmuştur, şimdiki zamanın boş kabuğundan kurtulur, canınıza da kıyarsınız." Smith Koleji dönemindeki yazılarında, hayatındaki erkeklerle olan arkadaşlık/sevgililik ilişkilerini yoğun bir şekilde sorguladığını, bu sorgulamalardan yola çıkarak da erkekler ve ilişkiler üzerine kendi değer yargılarını oluşturma çabasını görürüz. Yazarak yeterince para kazanamamak, yazar olmanın toplum tarafından "meslek" olarak kabul edilmemesi ("Toplum imgeleri: Başarılı olmak koşuluyla Yazar ve Ozan bağışlanabilir. Para kazanırsa.") düşünceleriyle bu dönemden başlayarak Günceler'inde izleyebildiğimiz kadarıyla sürekli boğuşacaktır Plath. Başarı kazanma konusunda kendini bu denli zorlamasının, toplum tarafından kabul edilme kavramının, tüm bunların yazmasına engel oluşunun ve yazamadıkça kendini acımasızca hırpalamasının temelde annesiyle bağlantılı olduğunu, 1959'da eski terapistiyle yeniden görüşmeye başladığında anlayacaktır. Dr. Ruth Beuscher, Plath'a "annenize kin güttüğünüz için yazmıyorsunuz, çünkü öyküleri ona vermeniz gerektiğini ya da onun öykülerinize sahip çıkacağını duyumsuyorsunuz" dedikten sonra Plath, Günceler'ine şunları yazacaktır: "Bu yüzden, yazamıyorum. Ondan nefret ediyorum, çünkü yazmayışım ona üstünlük sağlıyor. Haklı olduğunu, uğruna güvenceyi yadsıdığım şey ortada yokken, öğretmenlik ya da güvenli bir şey yapmamakla aptallık ettiğimi öne sürüyor. Benim geri çevrilme korkum, bunun, başarılı olmadığım için onun tarafından geri çevrilme anlamına geleceği korkusuyla bağlantılı. Benim işim, işimden tat almak. YAPITLARIMIN BENİM OLDUKLARINI DUYUMSAMAK."
1952 yılının yaz döneminde, New York'ta geçirdiği konuk editörlük deneyiminden sonra, Harvard Yaz Okulu'na kabul edilmeyişi, yazarlık yeteneğini acımasızca sorgulamasına yol açar. Kendini bırakmamak için sürekli yapması gereken hedefler bulduğunu ("Görüngeyi öğren çocuğum, steno öğren, Fransızca çalış: YAPICI BİR BİÇİMDE DÜŞÜN. ..."), yaşamına son verme isteğine engel olmaya çalıştığını ("Zihin bakımından donmuşsun sen -ilerlemekten korkuyor, dölyatağına dönmeye can atıyorsun. Önce düşün; -işte yaşamın, zihnin; yılgıya kapılma. Yazmaya başla, kabaca, kopuk kopuk da olsa"), kısacası kendisiyle hesaplaşmalarını açıkça görürüz, intiharından önce yazdığı son iki kayıtta. Bundan sonrası boşluktur. 1953 Ağustos'undaki bu girişimden sonra, 1955'e kadar, yazılmış bir kayda rastlanmamaktadır.
Günceler, 1955'te erkek arkadaşı Richard Sassoon'a yazdığı kimi mektuplardan alıntılarla devam eder. 1956'da Richard'la birlikte, Paris'te çok güzel bir Noel tatili geçirmelerinin ardından "birbirlerine gereksinim duyuncaya kadar, birbirlerini aramama" kararı vererek ayrılırlar. Tabii ki, yazılan Günceler, Plath'in kaleminden çıktığı için, bir macera romanı okur gibi bir ayrılık hikâyesi okumayı beklemek yanlış olur. Kimi mektuplarından alıntılar ve yaşananları sorgulama şeklinde gelişecektir olay Günceler'inde. Yine çöküntüye doğru gittiği günler yoğunlaşacaktır. Şubat tarihli kaydında, klinikte yaşadığı elektroşoku betimlemeyi düşündüğünü yazacaktır. Yaşadığı klinik dönemine ilişkin olarak Günceler'inde rastladığımız ilk kayıttır bu: ... deliliği
virgul'den...
-1998
ikinci baski-2000
ceviri:Şadan Karadeniz
Oglak Edebiyat/Günce
28 Kasım 2007
BÜTÜN GÜNCELERİ / SYLVIA PLATH
Gönderen Ey'lûl
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)