...SONRA
...
Sonra buradan giderdim bir hiç icin, nasil hiç nedensiz dökülüp de yllara vardımsa şu doğa kucagina ve birden buralı dogumlu, buralı yaşamışlı nasil duyabildiysem ben-imi, öyle kolayca bir başka belde de kabullenebilir beni ve hep bulurum yeni güneşler yeni dağlar yeni denizler yeni sevi titresimleri, hiç yardimsiz. Düsünecegim bu buluntularin ne kadar sonsuz olacagindan başka hiçbirsey ve yaşamın tüm kolayligi icindeki erişilmez gizem ve güçlük... Bir kelebegin insanlara cok doğal görunmesine karsın, doganin onu o denli uyumlu yaratabilmek icin belki de düşlenemeyecek nicelikte zorlukları gögüslemişligi... ... [syf.5]
...
hep yürüyen biri olmak istenmez, yürümek sürekli izlenimdir, duraklamak ve düşünceyi beklemektir yolun Varlik kanıtı. Dural bir yol isterim, öyle bir yer ki hem yürüyüş duyumunu yaşatacak hem de duruk. Orada, motorları geçen işleyişi ile beynimin, yalanlar, gerçekler, düşsellik, geçmiş, olacaklar, tum olasılıklar, göksellik, yersellik, erlik, dişilik, hünsalık, görülenler, görülmeyenler, yaşadıklarını sananlar, hiç yaşamayacaklarını sezenler, göreceli tutuncalar bularak onlara sarılıp ana memelerini bırakmak istemeyenler örnegi yaşamlarını sürdürmekte bekinenler, ışıklı hayatlar, karanlıkta gizlenenler, seçmeler, vazgeçmeler, değişimler, tanrılar, tanrısızlar, yakaranlar, ilençleyenler, yeni canlar yaratmak için çırpınanlar, yaratıktan sonra pişmanlıkla yananlar,,,...,,,yüce sevgiyi düşleyenler, sevgi sözcügünü silenler, yine yazanlar, yazgı diye ölümü bekleyenler,..., elleri ve gözleri göğe çevrili o en büyüğün ellerini tutacagini ve göz kapaklarini oksayacagini umanlar- üzerine, üzerinde sonsuz düşün gidiş gelişleriyle kıvranabilirim. [ syf.6]
Kasim 79,
İstanbul
_
18 Nisan 2008
Nilgün Marmara / Metinler
Gönderen Ey'lûl