^^ ИÍLGŰИ МAЯMAЯA ^^ : 12/10/07

10 Aralık 2007

yazma eylemi - SYLVIA


By Sylvia Plath "Self-portrait"


Female Author
All day she plays at chess with the bones of the world:
Favored (while suddenly the rains begin
Beyond the window) she lies on cushions curled
And nibbles an occasional bonbon of sin.
Prim, pink-breasted, feminine, she nurses
Chocolate fancies in rose-papered rooms
Where polished highboys whisper creaking curses
And hothouse roses shed immortal blooms.
The garnets on her fingers twinkle quick
And blood reflects across the manuscript;
She muses on the odor, sweet and sick,
Of festering gardenias in a crypt,
And lost in subtle metaphor, retreats
From gray child faces crying in the streets.
—Sylvia Plath


By Sylvia Plath "Two women reading"


...
"On the Declines Oracles" adli şiirimin epigrafi:

"Yıkık bir tapınağın içinde kırık bir Tanrı yontusu gizemli bir dil konuşuyor"
...
" Gün ağarıyor.Gizem saatidir bu. Tarih- öncesi zamandır da ayni zamanda. Düşlenen şarki, kutsal sütunun ayakları dibinde, Tanrı’nın soğuk, beyaz suretinin yanı başında uyuyakalmış bir yalvacın son sabah düşünün açımlayıcı şarkısı"
" Gizem olmadıkça neyi seveceğim ben?"
...
Ted, şiirlerimi eleştirip, orada burada doğru sözcüğü önerirken yanılmaz bir biçimde haklı - admiringly yerine "marvelingly" gibi. Kibirli, sanırım, beni Amerika’nın Kadın Ozanı olmaya değer kılan [tıpkı Ted'in İngiltere ve müstemlekelerinin Ozanı olacağı gibi] dizeler yazdım. Kim aşık atabilir? Şey, tarihte Safo, Elizabeth Barret Browning, Christina Rossetti, Amy Lowell, Emily Dickinson, Edna St. Vincent Millay- tümü de ölü. Simdi; Edith Sitwell ile Marianne Moore, yaşını başını almakta olan dev kadın ozanlar, şiirsel vaftiz annesi Phyllis McGinley ise dışarda kalır- hafif şiirler: kendini sattı o. Daha çok: May Swenson, Isabella Gardner, bir de onlara çok yakın duran Adrienne Cecil Rich- yakında bu sekiz şiir güneş tutulmasına uğratacak onları. İstekliyim, tedirginim, yeteneğimden eminim, yalnızca onu eğitmeye ve öğretmeye gereksinimim var- Bu en iyi sekiz şiirle bundan böyle kapıları ardına dek açacağım...
syf264


...
Yazmak, dinsel bir edimdir; bir düzene koyma, yeniden biçimlendirme, insanları ve dünyayı oldukları ve olabilecekleri gibi yeniden öğrenmek, yeniden sevmektir. Daktilo etmekle ya da dua etmekle geçirilen bir gün gibi geçip gitmeyen bir biçimlendirmedir. Yazmak kalır; kendi gönlünce dünyada dolaşır. İnsanlar okurlar onu: bir kişiye, bir felsefeye, bir dine, bir çiçeğe tepki gösterir gibi, tepki gösterirler ona: severler ya da sevmezler. Onlara yardim eder ya da etmez. Yaşamayı yoğunlastiriyormus duygusu verir: daha çok verir, irdeler, sorar, bakar, öğrenir, biçimlendirirsiniz onu: daha çoğunu elde edersiniz: canavarlar, yanıtlar, renk, biçim, bilgi. İlkin salt yazmak için yazarsınız. Eğer para gelirse ne ala. Önce para için yazmazsınız. Daktilo makinesinin başına oturmanızın nedeni para değildir. Bir mesleğin peynir ekmek paranızı karşılaması çok hoş bir şeydir. Yazmak da böyle olabilir, olmayabilir de. Böylesine bir güvensizlikle nasıl yaşanır? En kötüsü, ara ara, yazmanın kendisine duyulan inanç eksikliği ya da yitimiyle? Bunlarla nasıl yaşanır?
En kötüsü, tümünün en kötüsü yazmaksızın yaşamaktır...

syf337

SYLVIA PLATH'IN GÜNCELERİ

okuma eylemi

"Başucumdaki kitaplar dünyaya açılan penceremdir."

Cornelis Bisschop
Dutch Baroque Era Painter, 1630-1674

hayatın anahtarı ; okuma eylemi




Pablo Picasso - girl reading on beach, 1937

" kızın tüm bedeninin kitabın üzerine kapanmış görünmesi ilgiyle okumaktan öte, okuduğu ile bütünleşmiş bir beden"

 
Image Hosted by ImageShack.us