Kaleminiz kara olsun... kapkara!
KARAKALEM… ilk sayi
Rock Art Yayıncılık bünyesinde üç ayda bir yayınlanacak olan mevsimlik dergi KARAKALEM’in ilk sayısı, dergiye katkıda bulunan, burada isimlerini birer birer saymanın imkansız olduğu altmışa yakın yazar, müzisyen, çevirmen, fotoğrafçı... sayesinde sadece bir dergi değil, başlı başına bir kütüphane görünümüyle çıktı piyasaya. Genel yayın yönetmenliğini Altay Öktem’in yaptığı Karakalem’in ilk sayısında Seray Şahiner, Yeraltı Edebiyatını baştan sona inceledi. Dünya ve Türk edebiyatının yeraltından akan mecrasını tüm yönleriyle ele alan bu yazının dışında, edebiyat tarihimizin belki de en aykırı ismi olan Neyzen Tevfik için, bugüne dek benzeri görülmemiş dev bir dosya hazırlandı Karakalem’de. Neyzen Tevfik’in ölümünden iki gün sonra, 30 Ocak 1953 tarihinde Vatan Gazetesi’nde yayınlanan son yazısı, ayrıca ölümünün ardından Hakkı Suha Gezgin ve Mahmut Yesari tarafından kaleme alınan anma yazıları da Neyzen Tevfik dosyasında yer alıyor.
Şimdiye kadar yalnızca alkolik ve kadın düşkünü bir yazar olarak anılan Bukowski'nin Kirli Gerçekçilik'le bağlantısını Marksist bir bakış açısıyla yorumlayan Tamas Dobozy'in çalışması da Bukowski'yi sevenler ve daha yakından tanımak isteyenler için müthiş bir fırsat yaratıyor. Gotik edebiyatın temel taşlarından olan Edgar Allan Poe da Karakalem'de her yönüyle incelenen bir başka yazar. Ayrıca Poe'nun Kuzgun adlı şiirini çizgiye döken büyük usta Gustave Dore'nin bu eşsiz yapıtına da yirmi altı sayfalık özel bir bölüm ayrıldı Karakalem'de.
Yazının ve trompetin tılsımlı sesi Boris Vian'ı şiirimizin genç seslerinden Kaan Koç ele aldı. Romanları dışında şiirleriyle de tanıdığımız Vian’ın Ölmek İstemezdim Asla adlı şiiri, yine Kaan Koç’un çeviriyle yer aldı Karakalem’de. Gerçeğin büyülü dünyasına uzanan Tim Burton'un gotik ucubelerden stop motion animasyonlara uzanan çılgın dünyasıyla tanışmak ya da o dünyaya daha yakından bakmak isteyenler için Melike Aslı Şahinsoy, görsellerle desteklenmiş geniş bir Burton dosyası hazırladı.
Bir rockstar'ın karga olarak portresini ise Özlem Gürel’in müthiş kaleminden okuyabilmek gibi bir ayrıcalık bekliyor Karakalem okurlarını. Sözünü ettiğimiz, James O’Barr’ın çizgi romanından Alex Proyas’ın filmleştirdiği Karga (The Crow) elbette. Sırtında Crow dövmesi taşıyan, sadece şarkılarıyla değil, sahne şovuyla da benzersiz bir performans sergileyen Hayko Cepkin’le Deniz Durukan baş başa verdiler, Hayko’nun kargalarını ve korkularını konuştular Karakalem için.
Ersan Erçelik ırkçılığa, kapitalist sisteme, tüketim toplumuna ve orduya eleştiri oklarını gözünü kırpmadan gönderen usta yönetmen George A.Romero’nun filmleri çerçevesinde Ölüler Ülkesi’ne doğru ürpertici bir yolculuğa çıkartıyor bizi. Kesmeşeker'den ve solo çalışmalarından tanıdığımız Cenk Taner ise şiirin karanlık sesi William Black'in kendindeki yansımasını anlatıyor. Deniz Durukan, zirveye doğru inmesini başaran, görkemli bir hayattan sokak aralarına doğru hızla ilerleyen, tarihimizin Son Yalnız’ı, bir zamanların efsane ismi Cahide Sonku’yu oldukça yakınlaştırıyor Karakalem okurlarına.
Marilyn Manson’ı sadece bir müzisyen değil, bir tür etikçi olarak gören Altay Öktem, Manson gerçek mi, yoksa sadece bir imaj mı diye soruyor ve bu hassas sorunun cevabını da veriyor yazısında. Karakalem Bir Dünya adlı bölümde ise Frank Zappa lirkleri, Erkut Tokman’ın Türkçesiyle yer alıyor.
Genç yaşta kaybettiğimiz sevgili arkadaşımız, değerli yazar, çizer, fantastik sinemanın ve B tipi filmlerin vazgeçilmez ismi Metin Demirhan’ın "Türk Sinemasında Tehlikeli Kadınlar" adlı incelemesinin, yazdığı son yazı olacağını hiç kimse bilemezdi. Karakalem’i göremeden aramızdan ayrılan Metin Demirhan yola çıkmadan önce o muhteşem kadınlarla bir kez daha vakit geçirmemizi sağladı…
Ana akım edebiyatın dışında duran ama ana akımı sarsacak kadar da güçlü olan bir çok şiir, öykü, deneme, hatta on altı yaşındaki yazarımızın kaleminden çıkma müthiş bir masal da okunmak üzere sizleri bekliyor Karakalem'de. Sibel Torunoğlu’nun Şizofren Günlüğü’nden Suat Başkır’ın İlkçağ felsefesi biçemiyle kaleme aldığı “bu çağa cuk oturan” felsefi metinlerine, tenini kaldırmaktan çekinmeyen Handan Ateş’in cinselliğe ve kadınlara bakışına, suç kavramının detaylarına inen Rafet Aslan’ın yazısına kadar uzanan zengin içeriğiyle ve simsiyah sayfalarıyla, karanlığın estetiğini gözler önüne seriyor ve gerçek ışığın nerden doğduğuna dair önemli ipuçları veriyor KARAKALEM.
06 Aralık 2007
KARAKALEM
Gönderen Ey'lûl
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)