una bella historia
güzel bir roman bu
güzel bir öykü
günümüzün1aşk öyküsü
erkek eve dönüyordu, kuzeye, sislere
kadınsa güneye iniyordu, güneşe
buldular birbirlerini yol kenarında
otoyolun ortasında
şüphesiz şanslı bir gündü
ellerindeydi gökyüzü / tanrının bir hediyesi / öyleyse neden yarını düşünmeli...
koca bir buğday tarlasında saklandılar /bıraktılar kendilerini / esintiyle sürüklenmeye /başlayan yaşamlarını anlattılar karşılıklı /sonuçta hala çocuktu onlar / yol kenarında buluşmuş çocuklar / otoyolun ortasında / şüphesiz şanslı bir gündü /avuçlarıyla gökyüzünü yakaladıkları / yakalar gibi tanrının inayetini /reddederek yarını düşünmeyi
güzel bir roman bu / güzel bir öykü / günümüzün bir aşk öyküsü / erkek eve dönüyordu, kuzeye, sislere
kadınsa güneye iniyordu, güneşe
ayrıldılar sabaha ramak kala / otoyolun ortasında / şanslı gün artık bitmişti / ve her biri kendi yoluna gitti / selamlayıp tanrının bu lütfunu / elleriyle, belli belirsiz
erkek evine döndü, kuzeye, sislere / kadın güneye indi, güneşe / güzel bir roman bu / güzel bir öykü / günümüzün bir aşk öyküsü
Michel Fugain
_
19 Kasım 2008
SEN ORADAYDIN VE BİRGÜN BENİMLE TANIŞACAĞINI __________________________________BİLMİYORDUN
Gönderen Ey'lûl
16 Kasım 2008
I S S I Z A D A m
bana yalan söylediler - Semiramis Pekkan
Tutsana Ellerimi
Sana bu karanlık bu gürültü içinde
Ellerimi uzatıyorum
Sen bu karanlık bu gürültü içinde
Görmüyorsun
Bütün köşeleri tutmuşlar
Ortada meydanlar, gözler içinde
Sana anlatamıyorum
Bütün bu köşeler, bu karanlık, bu ıslak, bu gürültü
Tutsana ellerimi
Ellerimi görmüyor musun
Tutsana ellerimi
Ellerimi görmüyor musun
"Sen dizime yattın, ben bir hikâye anlattım ve sen ______________________________ büyüdün..."
tutkulardan intihar günlerden carsamba ve ölmekten bir sayfa / sayfa
anahtari kilide soktu kapiyi açti ve özlemi bekledi ev bostu /oysa...
çamasirlari topladi özlemi kokladi kokmuyordu kokmuyordu /oysa...
yarinlardan persembe t u t k u l a r d a n - i n t i h a r ve ölmekten bir gün daha vardi önünde / vardı . . . 1990 -Hümeyra
_
Gönderen Ey'lûl
14 Kasım 2008
10 Kasım 2008
07 Kasım 2008
Seçtiğimiz hayatlar mi bunlar?
. Bu kapinin ardindaysa benden önce söylenmiş sözler vardi
.
Seçtiklerimiz evet !
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
Senin askinsa bir dönem ödevi
.
.
Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına
Kizdığım oldu zamanında ama inandığımda...
Ömrümde her şarki başka bir kapi açti
Bu sarkinin ardinda s e n
.
.
.
Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar...
.
.
.
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
Yazmışsın ya 'onu sevebilecegimi düşünmüştüm' diye
İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece
Bu yaralar bereler sanaydı aşkı bileler
Göreler aşkımı şahidim gök kubbe
_
Gönderen Ey'lûl
01 Kasım 2008
K A S I M
~~~~~~~~~
...Yine
~~~~~~ aylardan kasım
~~~~~~~~~~~ Sanki sende kaldı bir Y A R ı m
...Hala
______ aşksın
____Sen.., ama sadece
şarkılarda ...
Gönderen Ey'lûl
30 Ekim 2008
D I $ A R D A - & - E V
D I $ A R D A
Düşlerimde bir masal ...
H a y a t b i r m a s a l m ı?
Tek istediğim şey
Dışarıda kalmadan hep senin yanında
Yaşamak sonsuza kadar
Kalbim hep yanımda
Sen U Z a k t a
Düşlerle nereye kadar ...
E V
...
H o ş g e l d i n
işte burası senin s o n durağın
Ahh evet yok başka bir yerin!
H o ş b u l d u k
demek burası benim s o n durağım
Ahh evet h e r ş e y i k a y b e t t i m!
vokal;Şenay Lambaoğlu
Gönderen Ey'lûl
22 Ekim 2008
K AL B İ M B O M B O $
" B i r T u z T a n e s i y l e E ş i t m i $ A ş k ı Bu l m a $ a n s ı ..."
______ K a l b i m B o m b o $ ______
vokal:Cem Köksal
_
Gönderen Ey'lûl
20 Ekim 2008
19 Ekim 2008
16 Ekim 2008
10 Ekim 2008
" ... KI$ UΨKUSUΛDΑKİ ΛΛΣLΣK ... [X] " ^^13$ubαt1958 - 13Σkim1987^^
"Beni hiçbir ışığın altında görmeyecek o!
Bildiği hiçbir ışığın! Çünkü ışığı yok onun!"

fotograf : Ayfer Feriha Nujen blogspot
KAĞAN
NİLGÜN
"İçimdeki anne ölmeden önce, içimdeki babanın bir gözü görürdü içimdeki çocukları, anne ölünce babanın diğer gözü de kapandı, her ikisi de kör iki gözleri içteki çocukluğu yadsıdı.
Sonra sözcüklerin kumda bıraktıgı izlerin içine yerleştim.syf:20
Çöl rengi bir elbise giydim.syf:27"
Dilsizligimi , uzam ve insan eksikliğinin genliğinde öğrendim.syf:119
Yargidir bir dize!
Dişlerinin arasından aşk tıslıyordu!syf:83
Çok üzüldü zaman, bir çift hünsa terlikle uzlaştı ve ay çarpmasıyla kendine döndü uzun bir gece ışığında yitebilir pervanenin utkusuz uçuşu bir çam agacına yapıştı.Gün boyu pinası bir bir kırıldı zamanin mavi pembeye karıştı, sonra yine ay camına tırmandıgında terlikler üzüntüsü zamana vardı.syf:33
Günlük : Kırmızı Kahverengi Defter - 1993
ΛİL'GÜΛ'CE - Cam kırıklarından bir elbise - Gülseli İnal
Üç kez, Λilgün ΛΛarmara! - Ece Ayhan
[X] Ölürken kahkahamı ona bırakacağım.
Kı$ uykusundaki melek N.M.
_
Gönderen Ey'lûl
05 Ekim 2008
ΨÜKSΣK SADAKAT Kαtil & ΛΛαktül
...dünya döner [bir gün daha] tek bir yana ... /
_________________ yeryüzünde aşk du®dukça ... /
ben de döndüm tekrar sana ... / sönmek için yana yana ...
AŞK DU®DUKÇA
_
Gönderen Ey'lûl
02 Ekim 2008
BİRAN İÇİN
Yüregim buz kitasi ellerim dal parcasi
Hangisi önce kirildi hangisi saglam kaldi
Cek kopar icimi saran
Kabuk kabuk yaralari
Hadi al götür icimde kalan o zehirli anilari
Yagmurum ol sulansin gözlerim
Her damlada tassin nehirlerim
Hic gitme hep kal isterim
Okyanus olsun yüregim yüregim
[...]
BADEM
_
Gönderen Ey'lûl
30 Eylül 2008
29 Eylül 2008
28 Eylül 2008
T E R A Z İ N İ N H Ü Z Ü N L Ü S A L I N M A S I
[...]
"... siyah inci haritasinda yol alan kotuluk izlegi
yuz yuze birakiyor sizi,kendinizle
herkes yarali bir yerinden
herkesin astrolojisinde
p a r a n o y a VE r e n g e y i g i ...
[...]
Mu.Mu.
B u n a s ı l -1- d e n g e b ö y l e ?
...Yoksa yoksa Bu dünya terazi mi ?
Her şeyin bir karşılığı Var gibi.
Yoksa yoksa Bu dünya terazi mi ?
Zamanlar birşeyleri Tartar gibi...
SIRMA KÖKSAL
T e r a z i 'n i n h ü z n ü...
Terazi'yi hep düzeltmek gerekir, çünkü kendi hakkında sık sık yanılır. Cervantes de, işte böyle bir Terazi olduğu için yeldeğirmenlerini değil, Don Kişot'u başkişi seçmişti
Scott Fitzgerald eylemin karakter olduğunu söylemişti ama bu durumu tam açıklamaz. Böyle söylenince kararlı bir şeyden sözettiği sanılıyor. Oysa Terazi'nin eylemi salınmadır, yani eylem değil harekettir. T.S. Elliott biraz daha geniş açıklamaya çalışmıştı "İnsan olduğumuza göre yaptığımız her şey ya iyi olacaktır ya da kötü. Bu durumda ister iyi şeyler yapalım ister kötü insanız işte, hem kötü de olsa birşeyler yapmak hiçbir şey yapmamaktan iyidir, böylece hiç değilse varoluruz." Ama bu da fazla karmaşıktır. Aslında şunu söylemek istiyordu: Terazi'yiz işte, durduğumuz yerde duramayız. Terazi durmaktan nefret eder, durmak ona huzura ermeyi değil ölümü çağrıştırır, ölüm ise en başedemeyeceği şeydir. Graham Greene maneviyatın, merakın kaybolmasıyla gelişen hüzünlü bir bilgelik olduğunu bu yüzden idda etmiştir. Terazi, merakını yitirince hüzünlenir. Hüzünlü bir burçtur zaten, Jacques A. Bertrand'ın yazdığı burç kitabı da bu adı taşır: Terazi'nin Hüznü ve Diğer Burçlar. Düzeltiyorum, Terazi'nin Hüzünlü Salınması ve Diğer Burçlar. Terazi'yi hep düzeltmek gerekir, çünkü kendi hakkında sık sık yanılır. Kendini samimiyetle Don Kişot sanan bir yeldeğirmenidir. Cervantes bir Terazi olduğu için yeldeğirmenlerini değil Don Kişot'u başkişi seçmişti.
Terazi'nin salınımı
Bir Terazi salınması ise şöyle birşeydir: Akşam yemeğe çıkmak mı? Sinemaya gitmek mi? Evde oturmak mı? Evde oturmak diyelim, pembe çoraplarını giyip televizyon mu seyretmek, siyah kazak giyip yemek mi yapmak? İkinci şıkkı kabul etmiş bir Terazi'yi yeni bir sorun bekliyordur, mavi dantelli don giyip salata mı doğramak, saçını topuz yapıp dolma mı sarmak? Terazi için hayat bitip tükenmez bir karar vermek gerekliliğidir. Sanmayın ki bu kararları vermeye çalışırken Terazi gerçekten ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordur. Hayır, Terazi hayatın kendine sunduğu bunca seçenek ve fırsat arasından hangisini seçmesi gerektiğini, diğerlerini geri çevirirken hangi fırsatları kaçırmakta olduğunu -hüzünlenerek anlamaya çalışıyordur. Terazi fırsatçıdır, enerjisinin büyük çoğunluğunu doğru zamanda doğru yerde olmaya harcar. Davet edilmese de dahil olmanın bir yolunu bulur, dayatır. Gandhi zayıf bir adamın kazanın, güçlü ama şiddet kullanmayan bir adamın ise kararlılığın ürünü olduğunu söylerken buna yakın bir şeylerden sözediyordu. Nietzsche ise akıldışı olanın şeylerin varoluşuyla değil, oluş biçimiyle ilgili olduğunu söylerken, varolanları işine gelecek şekle sokmaya çalıştığından sözediyordu.
Terazi güzel ve şık şeylere düşkündür. Bazan bunu abartır. Daha doğrusu bazı Teraziler bunu abartır. Öylesine abartırlar ki, saraydan çırağ edilmiş herhangi bir hanımın hizmetinde bulunmuş büyük teyzesini size hanedan soyundan bir deli saraylı diye ballandıra ballandıra anlatabilir. Yalan söylemiyordur, kendinden şık bir tablo yaratmaya çalışıyordur. Bu uğurda Wilde'ın dediği gibi dehasını hayata, yeteneğini sanatına koyar ama bazan sınıf atlamak ve sosyeteye dahil olmak uğruna onca iyi kitaba rağmen güldürü objesine dönüşmüş bir Truman Capote olup çıkar. Diğer Teraziler de başka şeyleri abartır. Mesela projeleri. Sözgelimi İlhami Algör her dem yeni bir proje peşinde koşmayı öylesine abartır ki, üçüncü kitabı bir türlü okurlara ulaşamaz. Ona sorarsanız "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku"dur. Hoop, Müzeyyen Hanım duydunuz mu? Ama duymasanız da önemli değil, nasıl olsa İlhami Bey bu arada albayına başvurup "Albayım Beni Muazzez ile Evlendirsene" diye rica etmiştir bile. Eugene O'Neill insanların hayatının aynalarla kaplı bir yalnızlık hücresi olduğunu söylemişti. En azından Terazi'ninki böyledir, Terazi kendini sever, aynalarla barışıktır. Bunun için diğer burçlar genellikle kendi burçlarından olmayan birileriyle beraber olmayı tercih ederken TeraziTerazi çiftlemelerine sık rastlanır. En ünlü örneklerden biri Hannah ArendtMartin Heidegger çiftidir. Gerekirse birbirlerine ayna olurlar, daha da çok gözükürler. Zaten Terazi gözükmeyi de sever, ama açıkça söylemez, "istemem yan cebime koy" gibilerindendir hali. Katherine Mansfield önce bir yazar sonra bir kadın olduğunu söylerdi, yani doğrudan "yazarım" demezdi, kadın olduğunu da araya sıkıştırırdı. Zaten cinsellik de Terazi için önemli şeylerden biridir, Aragon işi iyice abartıp -o da bunu abartmıştı cinsel sapkınlıklar içinde bilimsel biçimde sistematize edilenin bir tek din olduğunu yazmıştı.
Ama bunlar gözünüzü korkutmasın, Terazi abartırken de, salınırken de pek zariftir. Mesela Leyla İpekçi en zarif yazarlarımızdan biridir. Ayrıca kim inkar edebilir Italo Calvino'nun metinlerinin zerafetini? Calvino, bir yazarın tüm yazdıklarının tek bir cümleye tamamlandığını savunurdu. Faulkner ise bizi mükemmellik düşlerimizde çuvalladığımız konusunda uyarmıştır. Bunu özellikle Terazilerin dikkate alması gerekir tabii, çünkü bu konuyu en çok kurcalayanlar onlardır. Ayrıca, çoğunlukla da herhangi birşeyde çuvalladıklarında bile o hafif mi hafif hallerinden vazgeçmezler. Böyledir işte Teraziler, ama Akrepler bizi ciddiyete de ve derinliğe de bol bol doyururlar.
Terazi yazarları
Italo Calvino/Katherine Mansfeld/Nietzche/Truman Capote/Cervantes/İlhami Algör/Leyla İpekçi/Martin Heidegger/Aragon
hassasruhlarterazisi
Gönderen Ey'lûl
27 Eylül 2008
E y l u l
Kadın gider
ve bunun şiir
olduğu söylenir
kadın gider
ve bir şair
doğar bundan
(Ben - hangi kadından
şair olduğumu bilirim)
"Yazın bittiği her yerde söylenir"se
kadının gittiği de her yerde söylenir
kadın gittiği her yerde şiir diye söylenir:
Kadının gittiği yazın bittiğidir, her yerde
yaz biter kadın giderse, bunun sonu şiirdir,
yazın sonu şiirdir, şiirdir aşkın sonu...
Şehir her semtiyle yazın peşine düşse
yaz uzar bundan ve aşklar da nasiplenir,
yazın peşinde şehir, kadının peşinde şiir
eylülün semtine kadar böyle gidilir
bir gecede gittimdi hazirandan eylüle
eylül yazdan terkedilmişti, şiirse haziranda
kadın tarafından terkedildi o söylenceye:
Bütün oğullar anneyi bir şiire terkeder!
O kadın beni terkederse şair olurum
oğul olduğum kadın sakın beni terketme,
şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider
Bütün kadınlar şiiri bir kadına terkeder!
Haydar Ergülen
[X]"Ülkü Tamer 'Yaz Bitti' "
_
Gönderen Ey'lûl
26 Eylül 2008
KADİ(E)R GECESi
DUA
1993
Söz: Sezen Aksu
Müzik: Anonim
Ne hükümran kalır ne zulüm ne de kin
Öz değil dostlar öz değil bu biçim
Kulların kullara ettiğini
Etmiyor en zalim harın ateşi
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin
Ne para ne pul ne iktidar ne de güç
Bu değil gerçek bu değil gerçek
Bu kavga bir hayırsız düş
Uyanır neslim uyanır elbet
Bugün dua ettim hepimiz için
Yüce Tanrı bizleri affetsin
Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle...
M Σ V L Α N Α
_
Gönderen Ey'lûl
25 Eylül 2008
21 Eylül 2008
AŞKTA ΛΛΣCAZ OYUΛLARA iTiRAZIΛΛ VAR
ΛΛ U R A T Ç Σ L i K
C Σ V A P S I Z
Gönderen Ey'lûl
17 Eylül 2008
11 Eylül 2008
LEARN TO BE LONELY
Child of the wilderness
Learn To Be Lonely
Phantom Of The Opera
Born into emptiness
Learn to be lonely
Learn to find your way in darkness
Who will be there for you
Comfort and care for you
Learn to be lonely
Learn to be your one companion
Never dreamed out in the world
There are arms to hold you?
You've always known
Your heart was on it's own
So laugh in your loneliness
Child of the wilderness
Learn to be lonely
Learn how to love life that is lived alone
Learn to be lonely
life can be lived
life can be loved
A l o n e.
_
Gönderen Ey'lûl
07 Eylül 2008
İLHAN BERK
... Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından! ...
... Selâm! Sonsuzluklara, hasretli gönüllerden,
Selâm, güneşi, göğü yakanlar bahçesinde! ...
________________ güneşi yakanların selâmı
İHTİYARİNTİHARIRMAK
Kalıyordum artık ölümden konuşacaktık / Kalıyordu bir si-
yah bir 3.
Bir beyaza girdim.
(İşittim bir vadiye rüzgâr iniyordu / bir bedevi hisarlarını ateşe veriyordu / sen gökleri sağ elin yapıyordun
Ey Bayan F,
- ve kasabalarda ses yoktu
bir körfez ölümü büyütürdü) .
Sen geçiyordun, nalınlarında deniz suyu bir ormanın saçlarını
Uzatıyordun /
Gökyüzüne indim.
İlhan BERK
18Kasım1918Manisa-28Ağustos2008Bodrum
“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yeryüzünü cehennem eden bu yazmak eyleminden kurtulduğum,mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.”
İlhan Berk
_
Gönderen Ey'lûl
06 Eylül 2008
NiLGüN ' e ...
http://perikmaz.blogspot.com/2008/08/dergi-14.html
Cumhuriyet Dergi 14.10.2007
Nilgün Marmara 20 yıl önce, 13 Ekim'de gitmişti...
Dünyayla yaralı Zelda
Hayatına dair bütün ipuçları şiirinde saklıydı Nilgün Marmara'nın. Üstelik şiiri hakkında konuşmayı da sevmezdi. Ece Ayhan'a göre bu gerçek marjinallere dahil bir tutumdu. Cemal Süreya'ya göre "Dünyayla yaralı bir Zelda"ydı, Lale Müldür'e göre "Kalabalıklarda bir Slav düşesi". Erken çekip gitti...
Ayşe Sağlam
"peri çıkmazı" Sevgili Ayse'ye sevgilerimle...
---
http://zaferyal.kuzeyyildizi.com/blog/?p=335
Nilgün Marmara’nın en belirgin özelliği; Mülkiyet Duygusu’nun olmamasıdır. Kızıltoprak’taki evinde oturuyorlardı. Evlenecek. Ev kocasının. Salonun parkeleri bir milim inceltildi, yeniden cila yaptılar.
[...]
Ben bazen Tezer Özlü ile Nilgün Marmara’yı birbirine karıştırırım. Sahi, Nilgün Marmara ile Tezer Özlü yaşadı mı patron?!
Ece Ayhan
Öküz Dergisi, Sayı: 2000/2, s.2
"kuzey yildizi" Zafer Yalcinpinar'a saygilarimla...
_
Gönderen Ey'lûl
24 Ağustos 2008
HEP İLE HİÇ ARASINDA
nilgün için dört dörtlük
Adını bir midyenin kabuğuna yazarsın,
Ne benimle kal dersin, bana gelirsin ne de!
Bilinçaltımda yaşar, kunt bir resim çizersin,
Benim gerçeküstümsün, bilsen de, bilmesen de
O kunt resme baktım mı elbette irkilirim,
Niçin bir bülbülle gül her zaman şaşırtır beni?
Yanılgı sevdanın Balık Burcu bilirim:
Bu burçta üretirken işte tükettim seni!
Anladım tek avuntum kırmızı sek bir şarap,
Ağzımda bir kirazın o akıl almaz tadı...
Niye seni soludum ve soluksuz kaldım hep,
Sonunda aşk denen şey bizi kana buladı.
Sen ey güzel uyumu tüm uyumsuzlukların,
Beni üzme, gönendir, elinin üstünde tut,
Dün böyle sevmiştin ya, bugün değilse yarın,
Beni bende bırakma, sende kalmakla avut!
Ahmet Necdet
nilgün'e tuyuğlar
geceyi kokunla mı doldurdun ne:
seni kuşattım, kendime sakladım,
bilinç-altı bir yangındın ya bende,
hep'din, hep'i bir hiç'le kucakladım.
farkeder mi, sen de çok görme sakın:
sevgi değil sevda yaraşır sana,
yakınken uzakdın, uzakken yakın,
hiçliğinle hep oldum, anlasana!
ben sevdim mi seninle çoğalırım,
ne ki çok zaman çaresiz kalırım:
varlık ile yokluğun sınırında
hep sensizim ve hep seninle varım.
sen tinsel bir şafakta duruyordun,
orda baudelaire-perest bir şiir kurdun,
gördüğüm düş müydü, yoksa gerçek mi:
canımsın dedin, canevimden vurdun!
Ahmet Necdet
(X) sevgili eşi nilgün icin yazmistir.
_
Gönderen Ey'lûl
23 Ağustos 2008
Rus Ruleti
Ölümün
bir ikmal imtihanı
bulunmadigini
anlamamama cok az kala
son mermi olarak
umudu yerlestirdim
silahima.
Bojana Apostolava
çev:Kadriye Cesur
Cumhuriyet Kitap
İnanilmaz bir yalnizlikta dogdum ben/ inanilmaz bir yalnizlikla da gidiyorum - ölümün öpüşüne karşın./sonsuzlugu size birakiyorum dostlar...
_
Gönderen Ey'lûl
13 Ağustos 2008
CAN BABA
"mekanim Datça olsun" 1926 - 12 Agustos 1999
[...]
- Uslu ayaklarla başlamış yolculuk -
Yürünmez öyle, bazen durulur,
Ve iner erenler katına yorgunluk;
Kapanır sukun üzre kitaplar.
Nefeslerle sürüp giden yaşamamız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten, şaraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep, bazen susulur.
Can Yücel
_
Gönderen Ey'lûl
04 Ağustos 2008
Murat Yılmazyıldırım ----- ADSIZ AŞK düş sokagı sakinleri
Adsız Aşk - I
Geri döner mi aşk bilemem...
Adsız Aşk - II
Geri döner mi aşk bilemem, acıya vurur yelkovan kendime gelemem.
Belki gün olur ağlamam artık; güneş ısıtır içimi, neşeli haberlerle gelir yanıma.
Belki hiç uğramadığım bir limana, son gözyaşımı bırakırım; kalbimdeki son aşk adına.
Geri döner mi aşk bilemem; acıya vurur yelkovan kendime gelemem.
Geceyi makaslarım; bir tek kere de olsa...
Rahat uyuyayım diye uzanırım toprağa.
Dolunayı yorgan yapıp, o son uykuya dalarım derin bir iç çekişle.
Belki gün gelir adımı anarsın; başka bir zaman ya da başka bir hayatta...
Geri döner mi aşk bilemem; acıya vurur yelkovan kendime gelemem...
Adsız Aşk - III
Geri döner mi aşk bilemem...
Karanlık aşkların savaşçısıyım ben; geceye güneş desenli giysiler geçiren ve bildiği bütün sevgi resimlerini dünyaya armağan eden. söndürüyorum artık ışıkları ve uykuya çekiliyorum. vuruldum tam orta yerinden hayatın ve çocukluğumun saflığında oyunlara daldım. aşk kocaman bir yanılsamaymış son yolculuğa çıktığım vakit geldiğinde anladım ve yağmurlar dolusu ağladım. hayır, evet, evet, hayır, siyah, beyaz, beyaz, siyah, ayrılık acı; katlandım. sonsuz ölüme çok az kaldı umutlandım. karanlık aşkların savaşçısıyım ben; kendi aynamın içinde kaybolup giden ve yitirilmiş bir aşka dair evimin duvarında asılı duran meleklere şarkılar söyleyen...
_
Gönderen Ey'lûl
03 Ağustos 2008
Çekilin Karanlıklar -
Murat Yılmazyıldırım
Aşka dair herşeyi kapattım uykulara
Yelkeni denizden alıp bıraktım karalara
Kuşların şarkılarını da alıp plakların yanına koydum
Ve yazdığım kitapları düşlerimle oydum
Çekilin karanlıklar
Rahat bırakın beni
Ölüme yaklaşmışken
Döndürmeyin yolumdan bedenimi
Bakir aşık hiç bıkmadan acının yolunda ilerler
Bütün melekler ona sevgiyle gülerler
[...]
Murat Yılmazyıldırım
Çekilin Karanlıklar Düşsokagi Sakinleri
Gönderen Ey'lûl
02 Ağustos 2008
MAVi KELEBEK - TANGO
"Mavi kanatlarınla Yalnız benim olsaydın"
Mavi Kelebek
Güfte ve Beste: İbrahim Özgür
Bana gönül zevkini
Sevdasıyla içiren
O ümitsiz yılları
Göz yaşıyla geçiren
Ey ilahi sevgili
Doymam aşkın tadına
Mavi kelebek derim
Sevdamızın adına
Bütün günah benim mi?
Niçin ben çekiyorum
İnan sevgili inan
Severek çekiyorum
Olmazdı emellerimin
Katili kahpe felek
Bırakmasaydın beni
Çapkın yüzlü kelebek
Andına bağlansaydın
Aşkımı anlasaydın
Mavi kanatlarınla
Yalnız benim olsaydın
Dağıldı tatlı kokun
Bir gece rüzgarında
Okşadım kanamadım
Seni öksüz bağrımda
Temmuzun onsekizi
Ağlatsın ikimizi
Boğazın sularına
Düşsün mehtabın izi
Andına bağlansaydın
Aşkımı anlasaydın
Mavi kanatlarınla
Yalnız benim olsaydın.
_
CITY OF ANGELS
_
Gönderen Ey'lûl
30 Temmuz 2008
BARIŞ MANÇO - 4 KAPI
Tuz ekmek hakkı bilerek
Sofra kurmasan da olur
Ilık bir tas çorba yeter
Rızkım buymuş der içerim
Kadir kıymet anlayana
Sandık açmasan da olur
Kırk yamalı hırka yeter
İdris biçmiş der giyerim
Bir çorbayla karnım doydu
Hırka bana yorgan oldu
Birde kalem tutmayı öğret
Kırk yıl sana hizmet ederim
Bana bir harf öğret yeter
Kırk yıl sana hizmet ederim
Barışım uzaktan geldim
Dört kapı önünde durdum
Dört kapıdan geçemezsem
Geldiğim gibi giderim
_
Gönderen Ey'lûl
27 Temmuz 2008
ECE AYHAN
“Sonra korkunç gülümsemeler bitti
Sonra hiç kimseyi göremedim
herkes beni arıyordu
bir ölü Macar cambaz buldu
beni buldu beni
sam yeli esiyordu denizden.”
.
.
.
BAKIŞSIZ BİR KEDİ KARA
Gelir dalgın bir cambaz. Geç saatlerin denizinden. Üfler lambayı. Uzanır ağladığım yanıma. Danyal yalvaç için. Aşağıda bir kör kadın. Hısım. Sayıklar bir dilde bilmediğim. Göğsünde ağır bir kelebek. İçinde kırık çekmeceler. İçer içki Üzünç Teyze tavanarasında. İşler gergef. İnsancıl okullardan kovgun. Geçer sokaktan bakışsız bir Kedi Kara. Çuvalında yeni ölmüş bir çocuk. Kanatları sığmamış. Bağırır Eskici Dede. Bir korsan gemisi! girmiş körfeze.
Ece AYHAN
Gönderen Ey'lûl
22 Temmuz 2008
AŞK ÇOK UZAK
Link: sevenload.com
Feridun Düzağaç - Aşk Çok Uzak
Ne kadar yol gitsem de
Uzak hep uzak
Uzar gider bu hikaye
Enseme vur tak al lokmamı
Bir gülüver bak kalbim senin
Kullan… kullan… sonra bırak
Yok ne sahibim ol ne de benim
Aşk çok uzak
Aşk çok uzak
Ah ah çok uzak
O kadar dolmuşum ki
Şu boşluğun içinde
Bir eskici dükkanı var
Gözlerimin içinde
Söz&müzik:Feridun Düzağaç
Feridun Düzağaç - Bir devam filmi siyahbeyaz turkce dublaj
Gönderen Ey'lûl
07 Temmuz 2008
02 Haziran 2008
BEN EYLÜL SEN HAZİRAN
Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki diz boyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilk yaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, of başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor göz bebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım on üçüncü aylara
ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
Gönderen Ey'lûl
05 Mayıs 2008
Hıdırellez/ Ederlezi
"times of the gypsies"/Emir Kusturica
muzik: Goran Bregovic
ederlezi / hıdırellez
' boşnak kızlarına geç
kalmış bir özür '
ah ederlezi, niye geldin bu sene
bilmez misin, buradaki kızlar yetim
şurada yatan babalarımızdı, kefensiz
yaslar bağladı sarı saçlarımız
babasızdı mavi gözlerimiz
ve goran, haykır yine bosna dağlarına
ederlezi kızlarım, ederlezi
...
ederlezi goran,ederlezi
kızların ağıtlar düzerken bosna yaylalarında,
acıya bulanmıştı şenlikleri,
ederlezi yine gelmişti her sene geldiği gibi,
ne bilsin burada yetim kızlar var
bu sene ederlezi babasız kalmıştı
yetim kızların yürekleriydi gelen.
...
Hıdrellez Bahar oldu aman Al kese astım gül dalına Adadım yarin adına İki göz oda/ .../ Bir bana uğramadı Bu bahar bayram Ağlama hıdrellez Ağlama be bana Acı ektim yerine Aşk yeşerecek Başka bahara/.../ Ne yolu var ne izi Tanıdık değil yüzü Dileğim Allah’tan Aşk sözün özü /.../Ey benim şans yıldızım Gülümse bana SezenAksu
Gönderen Ey'lûl
30 Nisan 2008
UZAKTA / YANSIMALAR
u z a k t a ...
"...yalnızca içteki yakındır başka herşey uzak..."
Gönderen Ey'lûl
25 Nisan 2008
MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ : ____________________ AŞKIN DANSI
seslendiren:Yılmaz Erdogan
Etme..!
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş ziyan olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle ziyan ediyorsun etme
Ey makamı var ile yokun üstunde olan
Sen varlık sahasını terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Sen ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
Sen zehri şeker sekeri zehr ediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
MEVLANA CELALEDDİN RUMİ
Mevlana Celaleddin-i Rumi: Aşkın Dansı
Yapım :2008
Tür :Belgesel / Dram
Yönetmen :Kürşat Kızbaz
Senaryo :Kürşat Kızbaz
Oyuncular :Müşfik Kenter, Turan Özdemir, Selçuk Yöntem, Özcan Deniz, Burak Sergen, Sinan Tuzcu
Seslendirme : Yılmaz Erdoğan, Müşfik Kenter, Yıldız Kenter, Cüneyt Türel, Mehmet Atay ve Meltem Cumbul
Süre : 80 dakika
Müzik :Sezen Aksu, Ömer Faruk Tekbilek
Dağıtım :Best Line Pictures
Gösterim Tarihi :25 Nisan 2008
http://www.rumithedanceoflove.com
_
Gönderen Ey'lûl
23 Nisan 2008
INGEBORG BACHMANN
“ TEK KELİME SÖYLEMEYİN, SİZ KELİMELER ! ”

Siz Kelimeler
Siz kelimeler,
Kalkın izleyin beni!..
Biz ileri giderken
Çok gitmiş olsak bile
Daha vardır gidilecek yer
Çünkü yol varmaz bir sona.
Aydınlanmaz.
Kelime,
Nasılsa yalnız
başka kelimeleri çağıracaktır.
Cümle de cümleyi.
Böylece dünya,
Kesin bir tutumla zorlar,
İster ki artık söylenmiş olsun.
Söylemeyin...
Kelimeler, beni izleyin
İzleyin ki, son bulmasın
Ne bu kelime tutkusu
Ne de çelişkilerin yanıtları!..
Şimdi bir süre
Konuşturmayın hiçbir duyguyu
Bırakın kalbin adalesi
Biraz farklı çalışsın
Bırakın diyorum, bırakın...
En yüce kulaklara bile diyorum
Bir şey fısıldanmasın
Ölüm için bulma söyleyecek bir şey
Bırak ve izle beni
Ne tatlı ama ne de acı
Avutmasız
Ama umarsız da olmayan
Ne belirleyici
Ne de belirtilerden yoksun...
Yalnızca şu olmasın :
Toz, toprak içinde imgeler, hece döküntüleri
Tek kelime söylemeler...
Tek kelime söylemeyin,
Siz kelimeler!...
çev:Ahmet Cemal
_
Ingeborg Bachmann
June25,1926 Klagenfurt,Austria - Oct.17,1973 Rome,Italy


_
Gönderen Ey'lûl
21 Nisan 2008
"Ortasına bırakıldığım bir ülke…eylül ülkesi..." L.M.
7.
gece 4'te dinledigimiz şeyler
___ yağmur ve martıydı.
yağmur ve martıyı dinliyorduk
kedimin dilinden anladıgım gibi
onları da anladım
ikisi de bilmedigimiz bir dilden
__________ konuşuyordu
ama bize anlattılar
___ anlamamız gerekeni sadece
YAKIN BİR HUZURU YA DA U Z A K
biz de onlar gibi uyuyabiliriz artık
2006
ultra-zone'da ultrason / s.239
LALE MüLDüR
_
Bir yağmur… atların birden çöküp yan yattığı…Bir yağmur…garlardan…cılız gar çiçeklerinden / Sonuna dek el sallayanlardan…
her şey bittikten / Sonra dönüp gene bakanlardan…onlardan işte en /
Çok onlardan bir yağmur…bırakılmış cam / Ayakkabılardan…bırakılmış
ülkelerden / Bırakılmış insanlardan bir yağmur…
Ortasına bırakıldığım bir ülke…eylül ülkesi / Mistikler gibi geçilen belirsiz geceler / Bir alg rüzgârı… denizaltı karanlığında / Işık ve siyah…deniz ağaçlarında güzel bir mai / Aramak…okyanusların siyah güneşi / Bir yosun müziği…mani…melankoli…
1986
u z a k fırtına
LALE MüLDüR
_
Gönderen Ey'lûl
20 Nisan 2008
LA CHUTE DE L'ANGE
"melegin düşüşü"
erken vazgecislerim vardi benim
seninse erken tukenislerin
ve gece uygun degildi beklemeye...
yine de bekledim..
avucumda unutulmus binlerce golge
yeraltinda oldurulmeyi bekledim...
gun isigi vururken gozume
olmeyecektim..
katilim coktu ,
katlim yok..
N.M
_
Gönderen Ey'lûl
18 Nisan 2008
Nilgün Marmara / Metinler
...SONRA
...
Sonra buradan giderdim bir hiç icin, nasil hiç nedensiz dökülüp de yllara vardımsa şu doğa kucagina ve birden buralı dogumlu, buralı yaşamışlı nasil duyabildiysem ben-imi, öyle kolayca bir başka belde de kabullenebilir beni ve hep bulurum yeni güneşler yeni dağlar yeni denizler yeni sevi titresimleri, hiç yardimsiz. Düsünecegim bu buluntularin ne kadar sonsuz olacagindan başka hiçbirsey ve yaşamın tüm kolayligi icindeki erişilmez gizem ve güçlük... Bir kelebegin insanlara cok doğal görunmesine karsın, doganin onu o denli uyumlu yaratabilmek icin belki de düşlenemeyecek nicelikte zorlukları gögüslemişligi... ... [syf.5]
...
hep yürüyen biri olmak istenmez, yürümek sürekli izlenimdir, duraklamak ve düşünceyi beklemektir yolun Varlik kanıtı. Dural bir yol isterim, öyle bir yer ki hem yürüyüş duyumunu yaşatacak hem de duruk. Orada, motorları geçen işleyişi ile beynimin, yalanlar, gerçekler, düşsellik, geçmiş, olacaklar, tum olasılıklar, göksellik, yersellik, erlik, dişilik, hünsalık, görülenler, görülmeyenler, yaşadıklarını sananlar, hiç yaşamayacaklarını sezenler, göreceli tutuncalar bularak onlara sarılıp ana memelerini bırakmak istemeyenler örnegi yaşamlarını sürdürmekte bekinenler, ışıklı hayatlar, karanlıkta gizlenenler, seçmeler, vazgeçmeler, değişimler, tanrılar, tanrısızlar, yakaranlar, ilençleyenler, yeni canlar yaratmak için çırpınanlar, yaratıktan sonra pişmanlıkla yananlar,,,...,,,yüce sevgiyi düşleyenler, sevgi sözcügünü silenler, yine yazanlar, yazgı diye ölümü bekleyenler,..., elleri ve gözleri göğe çevrili o en büyüğün ellerini tutacagini ve göz kapaklarini oksayacagini umanlar- üzerine, üzerinde sonsuz düşün gidiş gelişleriyle kıvranabilirim. [ syf.6]
Kasim 79,
İstanbul
_
Gönderen Ey'lûl
14 Nisan 2008
NİL' E ve GÜN'E UZANAN YOLCULUK DENEMELERİ - II
"Herkes aslında cehennemden çıkmak için yazmıstır..."Antonin Artaud
" Yaslı Yüregimin utanç itirafı: "SİZİ SEVMEKTE ÖLÜYORUM." N.M.
"Anımsamadigim tüm sözcükler anımsayabildigim tek bir sözcüktü: Yara! "
Seslenmek ...
Bir dosta sesleniş ...
İnsanın kendi sesine karşılık başka bir ses arayışı, kendi sesinin yankısını bile bulamazken, bir başka sese duyulan özlem...
Seslenişler bir buruklugu ve cogu zaman öte bir anlamı içerir. Bu anlamin içerisinde, cogunlukla hüzün ve seslenilenden uzakta olma durumunun, yani ayriligin acısı vardir, en trajik olani da, bir aradayken uzakta olanlarin durumudur.Zamana ve mekana ilişkin ayriliklar olmasa da tenler, canlar yanyana olsada yureklerin uzakligi trajik olani belirler. Yurek yurege olamamak; tanimsiz, tarifsiz ve belirsiz bir olgudur. Kaostur. Karmaşadir. İste tam bu noktada zamana ve mekana iliskin kavramlarin siliklestigi, etkisizlestigi görülebilir. Araya , bilinen birimlerle ölçülmeyen yeni uzakliklar girer. Bir odanin içersinde yüzlerce, binlerce kilometre u z a ktasinizdir o insandan. "O , bir başkasidir. " Ya da "Ben bir başkasıdır" Yaklaşsaniz, elini tutsaniz dokunsanız olmaz. Çünkü yürekler uzaktadir. En U z a k mesafedir, iki yurek arasındaki uzaklik, ayrilik, aykirilik. Boyle oldugu halde yaşanan yaşanildigi sanilan nedir?. Bir "hiç"; çogu zaman kocaman bir yanılgı. Olumlulugu, bir sonraki yanılsamada aranan, mutlak tekrarlanacak, tekrarlanmasi amaçlanacak bir yanılsama :
A ş k ... Ne tılsımlı bir sözcük/kavram..!
...
"Yerleşik yabancılıgın acısı" N.M.
Gitmek.... Yolculuklara çıkmak ve aramak. Nereye ve nasıl olursa olsun: Gitmek ...
Yani 'ben'in yolculuğunu sürdürmek her koşulda. Her yolculuğun bir an kendine döneceği ve kapanacağını bilmenin acısıyla: Gitmek... Ve yitmek... Başlangıcı ve sonu olmayan yalnızlığın kaçınılmazlığında.
"..........
İlk dizesi olmayan bu şiir
öncesiz bir dala benzeyecektir
Nasıl ki başlangıcı yoksa yolculukların
Sonu da yoksa
Agacsız bir dal gibiyse her yolculuk" (1)
SERDAR AYDİN
Nilgün Marmara Metinleri ve Fragmanlar
syf.33 , syf 40
(1) Edip CAnsever Sairin Seyir Defteri s. 143
_
Gönderen Ey'lûl
13 Nisan 2008
Dünyanın en güzel şiiri
Ünlü İskoçyalı şair Edwin Morgan'ın
Bir Macar Yılanının Siestası başlıklı şiiri.
Şiirin tamamı:
‘‘ s sz sz SZ sz SZ sz ZS zs Zs zs zs z. ’’
kynk:DOgan Hizlan -24 Şubat 2004 Hürriyet
Independent (20 February, 2004) gazetesindeki bir şiir haberi
_
Gönderen Ey'lûl
12 Nisan 2008
"... Çocuklugun kendini saf bir biçimde akışa bırakması ne güzeldi. Yiten bu işte!.." N.M.
Bundan ötesi yinelemedir.
"Hepimiz Mezariyiz kendimizin.."
Serdar Sözdinler
" Bir esrik. Söz'e ve Şiir'e inaniyor. Gökyüzüne ve bulutlara inat, dilin sonsuzlugunda bulunacagini umdugu bir düşülkenin arayicisi.Aci ve öfke ile ciftlesilen her sözcügün, üreyen her şiirin, ben'İn tükenişinin imleri oldugunu biliyor. Birgün güneşe ulaşacagini ya da son şiirni yazdiktan sonra hayatin ve hiç'ligin rahminde sayrı bir cenine dönüşecegini düşünüyor ... "
Serdar Aydın
(Nİlgün Marmara metinleri ve fragmanlar)
"...butun yalnizliklarin ilenci / korusun çoğulluklarınızı / cinnet koyun erdemin adını / maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çogaltın / hepiniz mezarısınız kendinizin..." N.M
.
Gönderen Ey'lûl
ELVEDA SEVGİLİM / JEAN'S WAY
" I'd rather live a little less and go out on my own terms "
Elveda Sevgilim / Jean's way : A Love Story
Derek Humphry
Mart 2008 - Kırmızı Kedi
Çeviren: Zeynep Heyzen Ateş
155 syf.
[70'lerde yayimlandiginda 'ölme hakkı' konusunda once İngiltere'de , sonra dünyada en önemli kitaplardan biri sayıldı. Humphry, ölümcül bir hastaliga yakalanan çok sevdigi karısı Jean'in ölümüne 'yardım etmesi'ni anlatiyor.]
Sevdiğiniz insanı öldürebilir misiniz?
Bugün bir klasik sayılan Elveda Sevgilim,
büyük ve trajik bir aşkın gerçek hikayesidir.
Kitap yayımlandığı yıl Observer tarafından
"Birey hakları ve aşk üzerine büyüleyici bir hikâye" diye
nitelendirilmişti.
Elveda Sevgilim, kendilerine, aşkın insana neler yaptırabileceği sorusunu sormak zorunda kalan Jean ve Derek Humphry'nin 'hayati' seçimlerini ele alıyor.
Sevdiğiniz insanı öldürebilir misiniz?
Yanıtı merak ediyorsanız...
Odasına döndüğümde, içinde ilaç olan fincanı ona uzattım.
"Bu mu?"diye sordu.
İçinde ölümcül dozda ilaç olduğunu biliyordu. Vedalaşırken
birbirimize son kez sarıldık.
Kahvesini içti ve uyuyakalmadan önce son bir zorlamayla fincanı başucundaki masanın üzerine bıraktı.
Son sözleri "Elveda sevgilim" oldu.
(Tanitim)
_
" I'd rather live a little less and go out on my own terms "
This book was first published in l978
_
Gönderen Ey'lûl