^^ ИÍLGŰИ МAЯMAЯA ^^ : SOYSAL EKINCI / 4eylul

04 Eylül 2007

SOYSAL EKINCI / 4eylul



“bir insanın mutluluğu için bin insanı üzdüm, bağışlayın beni”

En çok umuttu bize yakışan
Ama hüznü ve umutsuzluğu
yaşamamak elde mi?
Ağustos 1992 / Soysal Ekinci

İkinci kitabın “Biri Yitik İki Ülke”yi aldığımda, İzmir serin bir sonbahar gününü yaşıyordu. Daha kitabını okumaya fırsat bulamadan, intiharını gazetelerden okuyunca derin bir sızı hissettim. Senin, kalorifer borusuna bir ip asarak yaşamına son verdiğini yazıyordu gazeteler. Geride, bir dilim peynir, üç beş tane zeytin ve bir not bırakmıştın. Sevgili Soysal, notunda demişsin ki “bir insanın mutluluğu için bin insanı üzdüm, bağışlayın beni”. Sen bizi bağışla sevgili soysal.
Tam 6 yıl cezaevlerinde yattın, bir gün dahi yılgınlığa düşmedin. Hep gelecek güzel günlere olan inancın diri kaldı. Yazında bunu açıkça belirtmiştin;
“Geleceğim” demiştin ilk şiirimde, geliyorum sözümü tuttum işte.
Nisan başında ordayım, yani ilkyazın kardelenleriyle birlikte.
Sen de karanfil ve gül tohumlarını şimdiden aşıla toprağa;
tutsak yoldaşlarımıza götürürüz bayramlarda.
Elini çabuk tut, kendini vuslata iyi hazırla;
kararmasın kardelenin ak umudu...
Sevgili Soysal, dışarı hayal ettiğin gibi değildi. İnsanlar bir yerlere savrulmuş, ümitsizlik ortalığı kasıp kavurmuş, sevgi bitmiş ve sen Don Kişot misali yel değirmenlerine karşı.
Tutsaklığın sonrası, nasıl zorluklarla karşılaştığını biliyorum, bunu bilişim beni daha da yaralıyor. İçeride mücadele ettiğin insanların, dışarıda duyarsızlıkları ve en önemlisi canın kadar sevdiğin kadının seni terk etmesi... İşte gördün dışarıda yeni dünya düzenli bir mevsim var. Savaşlar da, aşklar da böyle şimdi. Ah dostum, değer miydi böylesine sevmek?
Artık bildiğin aşklar “roman tadında” kaldı.
Sevgili Soysal Ekinci, her şeyi böyle zamansız bırakıp da gitmek ile neyi çözdün bilmiyorum, ama bir tercihti bu, anlıyorum.
Belki de kirlenmek istemedin, inandığın sözcüklerine ihanet etmek istemedin, sıradanlaşmak veya aç kalmak arasında ki tercih seni yordu. Yaşadığın hayal kırıklıkları, örselenmişlik ve daha bir çok şey, bilmiyorum ama anlamaya çalışıyorum.
Şimdi dizelerin kirlenmek istemeyen güzel insanların dilinde, azız belki. Bir gün çoğalırız umuduyla, karanfil ve gül tohumları aşılıyoruz toprağa…
Hoşça kal Soysal Ekinci.
06.09.1994
Dogan Durgun
---

 
Image Hosted by ImageShack.us