^^ ИÍLGŰИ МAЯMAЯA ^^ : 30EYLUL1207 Hz.MEVLANA

30 Eylül 2007

30EYLUL1207 Hz.MEVLANA



Hz.MEVLANA(30eylul1207-17aralık1273)
'Kemikleri görünecek kadar zayıf, saçı ve sakalı kısa, soluk benizli, buğday tenli, 1.80-1.85 boylarında.' Eflâkî Ahmed Dede'nin 14. yüzyılda kaleme aldığı 'Menâkıb-ül-Ârifîn', bu yıl bütün dünyada doğumunun 800. yılı kutlanan Hz. Mevlânâ'nın fizikî özelliklerini böyle anlatıyor.
aynı kitap, Selçuklu Sultanı II. Keyhüsrev'in kızı Gürcü Hatun'un isteği üzerine dönemin usta ressamlarından Rûmi Aynüddevle tarafından Mevlânâ'nın yaklaşık yirmi minyatürünün çizildiğini haber veriyor. Büyük mutasavvıfı 800. doğum yılında pek çok etkinlikle anmaya hazırlanırken, kaybolan bu 20 minyatür yeniden gündeme geldi.
Esin Çelebi Bayru (Mevlânâ'nın torunu) "Gürcü Sultan'ın Aynüddevle'ye çizdirdiği minyatürler elimize ulaşmış değil. Günümüzde çizilen Mevlânâ resimleri ise, herkesin kendi dünyasındaki Mevlânâ'yı yansıtıyor. Eflâkî'nin Menakıb'ındaki tarife kimileri uyuyor, kimileri ise bundan uzak kalıyor. Mevlânâ buğday tenli, kısa sakallı, riyazetten dolayı zayıf bir yapıya sahip; ama kimseyi bu şekilde çizmedi diye yargılamak doğru olmaz. Bunu Mevlânâ'nın 'Ben konuşurum, herkes kendi kabınca alır.' sırrı ile yorumlayabiliriz."

Mevlana’nın doğum yeri, bugünkü Afganistan’da bulunan, eski büyük Türk Kültür merkezi Belh’tir. Mevlana’nın doğum tarihi ise 30 Eylül 1207 (6 Rebiu’l-evvel, 604) dir.
irfan ve sevgi günesi Mevlana, Konya'da, 5 Cemaziye'l-ahir, 672 (17 Aralik 1273) Pazar günü gurup vakti, bütün parlakligi ile, bütün güzellikleriyle gülerek ebediyet aleminin asumanina dogdu. Mevleviler, o geceye Seb-i Arus derler.
Hz. Mevlana`nın yaşarken dergah olarak kullandığı ve 1926 yılında Atatürk tarafından müzeye çevrilen Mevlana Müzesinde Hz. Mevlana`nın türbesi bulunmaktadir
Bugün müze olarak kullanılan Mevlana Dergahı`nın yeri, Selçuklu Sarayı`nın Gül Bahçesi iken bahçe, Sultan Alaeddin Keykubad tarafından Mevlana`nın babası Sultanü`l-Ulema Bahaeddin Veled`e hediye edilmişti. Hz.Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince Mevlana`nın oğlu Sultan Veled, Mevlana`nın mezarı üzerine türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerini kabul etmiş, "Kubbe-i Hadra" (Yeşil Kubbe) denilen türbe 8 kalın sütun üzerine 130 Bin Selçuki dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin`e yaptırılmıştı. Mevlevi Dergahı ve Türbe 1926 yılında "Konya Asar-ı Atika Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başladı, 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlana Müzesi" olarak değiştirildi.
Türbe salonunu doguda ve güneyde çevreleyen yüksekçe set üzerinde ise Mevlâna ve Mevlâna'nin babasi Bahaeddin Veled'in soyundan gelme 10'u hanimlara ait olmak üzere 55 adet mezar ile, Hüsameddin Çelebi, Selâhaddin Zerkûbî ve Seyh Kerimüddin gibi mevlevîlikte makam sahibi olmus 10 kisiye ait toplam 65 mezar bulunmaktadir.
Mevlâna'nin babasi Bahaeddin Veled'in üzerinde bulunan ve bazi kisilerin "Oglu Gelince Babasi Ayaga Kalkmis" dedikleri ahsap sanduka ise, bir Selçuklu saheseri olup, 1274 yilinda Mevlâna için yaptirilmistir.
Avlunun dogusunda ise Sinan Pasa, Fatma Hatun ve Hasan Pasa Türbeleri yaninda Semâhâne ve Mescit bölümleri ile Mevlâna ve aile fertlerinin mezarlarinin da içerisinde bulundugu ana bina yer alir
Hz. Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında vefat edince türbesi Dergahın içine yaptırıldı ancak Mevlana`nın asıl mezarı sandukasının aşağısında yer alıyor. Yaptırıldığı yıldan beri Mevleviler dahil kimsenin girmediği bu mezara rivayete göre sadece bir kişi girebildi.(IV.Murat zamaninda)

sanal muze turu
http://www.semazen.net/MevlanaMuzesi/index.php

“Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız!Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir.”Hz. Mevlânâ


ressam Gulcin Anil

Sema nasıl yapılır?
Sema, Kemâle dogru manevî bir yolculugu (Miraci), bir gidis-gelisi, temsil eder.
SEMA, felsefesini, evrende, atomlardan güneş sistemine, vücutta dolaşan kana kadar herşeyin dönmesinden alır. Ruhun olgunlaşarak birliğe ulaştığı ve Tanrı'ya doğru yaptığı manevi bir yolculuk, bir ibadettir. Bu yolculuktan sonra tekrar hayata ve insanoğluna hizmete geri dönülür. Ayin, "Naat - ı Şerif"in okunmasıyla başlar. "Ol" emrini temsil eden kudüm sesinden sonra, ney taksimi başlar. Ney, kainata ruh verilmesini temsil eder. Sonra "Devr - i Veled" başlar. Birinci devir Allah'ın; bütün cansız varlıkları, ikinci bitkinin, üçüncü ise hayvanları yaratışını anlatır. Şeyh, birinci selamın başlamasıyla hırkalarını çıkaran semazenlerle görüşür ve semazenler sıraya girer. Bu insaniyete doğuşu temsil eder. Semazen nefsinin ölümünü temsil eden özel bir kıyafet giyer. Semaya başladıktan sonra sağ el yukarı, sol el aşağı dönük olacak şekilde kollarını iki yana açar. Bu, "Hak'tan alır halka saçarız, kendimize birşey mal etmeyiz" anlamına gelir. Semazenler, aynı gezegenlerin hem kendi çevrelerinde hem de güneşin etrafında döndükleri gibi dönerler. Bu dönüş 2 saat sürer.
Semâ'zenlerin basindaki külâh, mezar tasina, sirtindaki hirkasi mezarina, tennûresi de kefenine isarettir. Onlar dünyadan soyunmus, gayb âleminin ask pervaneleridir. Esasen, semahânenin sagi görünen, bilinen âlemdir, solu da görünmeyen bilinmeyen mânâ âlemi...



“Mevlânâ; 800 Yaşında”
Ünlü yönetmen Ezel Akay ve ortağı Sami Dündar, bugüne kadar Mevlânâ ile ilgili yapılan en büyük organizasyona imza atmanın hazırlığı içindeler. İki ortak 30 Eylül’de “Mevlânâ; 800 Yaşında” adını verdikleri projeyle dünyanın dört bir yanından tam 270 semazeni Konya Stadyumu’nda bir araya getirecek. Çünkü o gün Mevlânâ’nın 800. doğum günü. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Konya Valiliği’nin işbirliği gerçekleştirilecek olan organizasyon, Türk ve dünya televizyonlarından canlı olarak yayınlanacak. Ezel Akay, projenin sanat yönetmenliğini üstleniyor. Gösteriyi Kenan Işık sunacak, Afganistan Büyükelçisi Mesut Halili, Işık ve Akay’la birlikte Mevlânâ’nın 18 beytini Farsça okuyacak. Şef Orhan Şallıel yönetimindeki 80 kişilik senfoni orkestrası yalnızca bu gösteri için bestelenen eserler sunacak. Mazhar Fuat Özkan (MFÖ) ve Ahmet Özhan, yine yalnızca bu gece için senfoni orkestrası eşliğinde ilahiler söyleyecek. Mevlânâ ailesinden Esin Çelebi Bayru da geceye konuşmacı olarak katılacak. Organizasyonun en ilginç yanı 30 çocuk oyuncuya, sahnenin merkezinde Mevlânâ’nın anlatılacak olması.
* gökyüzünde yapay bulut oluşturularak lazer cihazları ile semazen görüntüleri yansıtılacak.


Sessizce Dön - 2007
Mevlânâ’nın İzinde
Belh’ten Anadolu’ya
Özcan Yüksek

Mevlânâ’nın izinde
Belh’ten Anadolu’ya...
“Yola çıkan, yolun karakterini kazanır” diyor Özcan Yüksek. Mevlânâ’nın büyük göçünü, Mevlânâ oluşunu anlatıyor. Çöller, dağlar, sınırlar aşıyor. Mevlânâ’nın geçtiği yolları geçerken, kendisi de döne döne dolanıyor; Horasan’da, İran’da, Suriye’de ve başka diyarlarda, Mesnevi’de ve Divanı Kebir’de, ruhsal bir yolculuğa çıkıyor.
http://www.kesfetmekicinbak.com/ozel_dosyalar/04957/
Atlas'ın Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek, Belh'ten Konya'ya Mevlana'nın izinde yaptığı yolculuğu kitaplaştırdı. Yüksek, Mevlana'nın Anadolu'ya göç yolunu Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Keçe'yle birlikte kat etmiş, daha önce hiç denenmemiş bir seyahat gerçekleştirmiş.


harf karanlik, gece karanlik, gizler hakikati, bilgi görülmez.

hu ! huu ! huuu ! tum gonul dostlarina...
---

 
Image Hosted by ImageShack.us